MENU

PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

PRATİK LİNKLER

HAVA DURUMU

SİTE SAYACI


Ziyaretçi Sayımız: 872674

  ÖZELLİKLİ SİRKÜLER

OZEL SIRK-17-01 ISCI DAVALARI ILE ILGILI VERGI VE SGK UYGULAMALARI HK

  

                                                                                                                         24 Mart 2017

 

ÖZEL SİRKÜLER NO: 2017/01

 

KONU: İşçi davaları ile İlgili vergi ve SGK uygulamaları hk.

 

GİRİŞ: Sirkülerimizde işçi davaları sonucunda ödenen tazminat ve ücretlerin Vergi Mevzuatı ve SGK mevzuatı karşısındaki durumu, ilgili muktezalar ve genelgeler ışığında açıklanmaya çalışılacaktır.


1)  İşveren tarafından çıkarılan ve süresinde tahakkuk ettirilen Kıdem-İhbar Tazminatlarına ilişkin açıklamalar:

a)Gider kaydı:

İşveren tarafından çıkarılan ve süresinde tahakkuk ettirilen kıdem ve ihbar tazminatları 20.03.2015 tarih ve 143 sayılı özelge)  ye göre:

Kıdem ve ihbar tazminatının gider kaydı konusunda Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde özel bir hüküm olmamakla birlikte, maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi çerçevesinde kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için, İş Kanunu’na göre işçinin kıdem tazminatına hak kazanması ve hak edilen kıdem tazminatının da işçiye ödenmiş olması gerekir.

Tahakkuk etmiş olsa da ödenmemiş kıdem tazminatının gider yazılması mümkün değildir. Vadeli ödeme yapılıyorsa vade tarihlerine göre gelecek dönem giderlerine yazılarak ödendiği dönemlerde gider yazılmalıdır.

b)Gelir vergisi Stopajı ve SGK kesintisi :

Kıdem tazminatı:1475 ve 854 sayılı Kanunlara göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını(kıdem tazminatı tavanı üzerinden) aşmayan miktarları(hizmet ifa  etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz) üzerinden gelir vergisi  ve sgk kesintisi  yapılmayacaktır. Damga vergisi kesintisi yapılacaktır.

24 ayı aşan kıdem tazminatı tutarları ile İhbar tazminatlarının tamamından gelir vergisi, damga vergisi ve SGK kesintisi yapılacaktır.

 

 

 

2)  İşveren tarafından çıkarılan ve süresinde tahakkuk ettirilmeyen ve işçi tarafından dava konusu yapılan Kıdem-İhbar Tazminatları ve işçiye ödenen faizlere ilişkin açıklamalar:

a)Gider kaydı:

·  Dava işçi lehine sonuçlanmış ise dava sonuçlandığında ve ödeme yapıldığında yukarıdaki 1. Madde( a ) bendinde belirtildiği üzere kıdem ve ihbar tazminatları dönemsellik ilkesi dikkate alınarak gider yazılacaktır.(Aksi görüş olan muktezalar bulunmaktadır.)

·  Mahkeme kararına göre işçiye ödenecek kıdem ve ihbar tazminatının işlemiş faizleri ile diğer masraflar işverenin haksız bulunması nedeniyle gider yazılması mümkün değildir.

 

b)Gelir vergisi Stopajı, Damga vergisi ve SGK kesintisi:

·  Dava işçi lehine sonuçlanmış ise dava sonuçlandığında ve ödeme yapıldığında yukarıdaki 1. madde (b) bendinde belirtildiği üzere kıdem tazminatı üzerinden gelir vergisi ve sgk kesintisi yapılmayacaktır. Damga vergisi kesintisi yapılacaktır.

·  24 ayı aşan kıdem tazminatı tutarları ile İhbar tazminatlarının tamamından ödendiği tarihte gelir vergisi kesintisi, damga vergisi ve sgk kesintisi yapılacaktır.

·  Mahkeme kararına göre işçiye ödenecek kıdem ve ihbar tazminatının işlemiş faizleri ile diğer masraflar üzerinden gelir vergisi, damga vergisi ve sgk kesintisi yapılmayacaktır. İşlemiş faizlerler Gelir Vergisi Kanunun 75/6 maddesine göre he nevi alacak faizi olarak menkul sermaye iradı olarak değerlendirilmiş olup, aynı kanunun 85,86 ve87 nci maddelerine göre geliri elde eden hizmet erbabı tarafından yıllık gelir vergisi beyanı(istisna rakamını aşıyorsa) ile beyan edecektir.

3-    İşe İade davalarına ilişkin açıklamalar:

a) Gider Kaydı:

·  5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6'ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiş olup, Gelir Vergisi Kanunu'nun 40' ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde de işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların kurum kazancının tespitinde gider olarak indirileceği hükme bağlanmıştır.

·  Buna göre, mahkeme tarafından ödenmesine hükmedilen işe başlatmama tazminatı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendine göre, “işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği”, işçinin çalıştırılmadığı süre için ödenen dört aylık ücretin ise anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23.12.2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-747 sayılı muktezası.) İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞInın  06/01/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 8-57 sayılı muktezası)

·  Mahkeme kararı çıkmadan sulh yoluyla ödeme yapılması durumunda takvim yılı aşılmaması kaydıyla gider yazılması mümkün olup takvim yılı aşılması durumunda sulh yoluyla yapılan zarar, ziyan ve tazminat ödemelerinin de gider kaydı mümkün değildir.

·  Her ne kadar görüşümüz olumlu muktezalar yönünde olmasına rağmen, bu ödemelerin gider yazılabilmesi yönünde olsa da vergi idaresinin vermiş olduğu aksi yöndeki muktezalar da unutulmamalıdır

b) Gelir vergisi Stopajı ,Damga vergisi ve SGK kesintisi :

İşe iade davası neticesinde iş sözleşmesi feshedilen işçinin hak kazanabileceği boşta geçen süre ücreti, işe iade tazminatı, izin farkı, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı gibi ücretlerin, İşveren açısından işe başlatılmayan işçiler için mahkeme tarafından ödenmesine hükmedilen ücret ve tazminatlar üzerinden hesaplanacak vergi ve sgk primleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

 

Gelir Vergisi

Damga Vergisi

S.S.K.

Ücret

Tabidir

Tabidir

Tabidir

İhbar tazminatı

Tabidir

Tabidir

-

Kıdem tazminatı

-

Tabidir

-

İzin farkı

Tabidir

Tabidir

 Tabidir

İşe başlatmama tazminatı

-

Tabidir

-

·  İşe başlatılmayan işçiler için ödenecek ücret ve tazminatlar üzerinden hesaplanan vergilerin beyanı için “mahkemece iş sözleşmesinin feshinin gerçekleştiği tarih” önem arz etmektedir. Söz konusu ödemeler için davaların sonuçlanıp karara bağlandığı tarih dikkate alındığında, mahkeme tarafından ödenmesine hükmedilen ücretler üzerinden hesaplanacak gelir vergisi (ücret, ihbar tazminatı, izin farkı ödemeleri üzerinden hesaplanan) ve damga vergilerini (ücret, ihbar-kıdem tazminatları, izin farkları, işe başlatmama tazminatı ödemeleri üzerinden hesaplanan) davanın sonuçlandığı ilgili ayın Muhtasar beyannamesinde; (Mahkeme kararına istinaden; işveren tarafından ücretlisi durumundaki kişi veya kişilere iş güvencesi tazminatı ve geçmiş dönemlere ait 4 aylık veya en çok sekiz aylık olarak yapılan ücret ödemelerinin (hangi ad altında olursa olsun) ücret sayılarak yapılan ödemeler; işveren tarafından nakden veya hesaben ödendiği yılda, o yıl için geçerli olan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 103’üncü maddesinde yer alan gelir vergisi tarifesi üzerinden vergiye tabi tutulacaktır)

·  Ücretler ve izin farkları üzerinden hesaplanacak SGK primlerini ise ücretlerin ilgili oldukları aylara SSK Bildirgesi düzenleyerek en geç davanın sonuçlandığı ayın son gününe kadar beyan edilmesi halinde idare tarafından idari para cezası ve gecikme zammı alınmayacaktır.

4- 15 yıl 3600 işgünü esasından emeklilik sebebiyle açılan davalara ilişkin açıklamalar :

Mülga 1475 Sayılı İş Kanunun yürürlükte bulunan 14. Maddesine istinaden, İstifa edilmesi halinde ;8 Eylül 1999 öncesinde sigortalı olarak çalışmaya başlamış, 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim günü ödeme şartlarını birlikte yerine getirmiş hizmet  erbabları,sosyal güvenlik il veya merkez müdürlüğünden alacakları "Kıdem tazminatı alabilir" yazısını işverene ileterek  kıdem tazminatını alarak işten ayrılabilecektir.

İşveren kıdem tazminatını ödemediğinde hizmet erbabı tarafından açılan davalar sonucu kıdem tazminatınının ödenmesinin hükmolunmasında;

 

a)Gider kaydı:

·  Dava işçi lehine sonuçlanmış ise dava sonuçlandığında ve ödeme yapıldığında kıdem tazminatı dönemsellik ilkesi dikkate alınarak gider yazılacaktır. (Aksi görüş olan muktezalar bulunmaktadır. Hizmet erbabının hak ettiği dönemde gider yazılacağı)

·  Mahkeme kararına göre işçiye ödenecek kıdem tazminatının işlemiş faizleri ile diğer masraflar işverenin haksız bulunması nedeniyle gider yazılması mümkün değildir.

·  Mahkeme kararı çıkmadan sulh yoluyla ödeme yapılması durumunda takvim yılı aşılmaması kaydıyla gider yazılması mümkün olup takvim yılı aşılması durumunda sulh yoluyla yapılan zarar, ziyan ve tazminat ödemelerinin de gider kaydı mümkün değildir.

 

b)Gelir vergisi Stopajı ,Damga vergisi ve SGK kesintisi :

·  Dava işçi lehine sonuçlanmış ise dava sonuçlandığında ve ödeme kıdem tazminatı üzerinden gelir vergisi ve sgk kesintisi yapılmayacaktır. Damga vergisi kesintisi yapılacaktır.

·  24 ayı aşan kıdem tazminatı tutarları ödendiği tarihte gelir vergisi kesintisi, damga vergisi ve sgk kesintisi yapılacaktır.

·  Mahkeme kararına göre işçiye ödenecek kıdem ve ihbar tazminatının işlemiş faizleri ile diğer masraflar üzerinden gelir vergisi, damga vergisi ve sgk kesintisi yapılmayacaktır. İşlemiş faizlerle Gelir Vergisi Kanunun 75/6 maddesine göre he nevi alacak faizi olarak menkul sermaye iradı olarak değerlendirilmiş olup, aynı kanunun 85,86 ve87 nci maddelerine göre geliri elde eden hizmet erbabı tarafından yıllık gelir vergisi beyanı(istisna rakamını aşıyorsa) ile beyan edecektir.

 

 6-  Ücret Alacakları (Yıllık İzin-Hafta Tatili-Genel tatil-Fazla Mesai) sebebiyle açılan davalara ilişkin açıklamalar:

a)Gider kaydı:

·  Dava işçi lehine sonuçlanmış ise dava sonuçlandığı tarihte gider yazılabilecektir. (aksi, yönde muktezalar mevcuttur.)

 

b)Gelir vergisi Stopajı ve SGK kesintisi:

·  Dava işçi lehine sonuçlanmış ise dava sonuçlandığında ve ödeme ücretler üzerinden gelir vergisi kesintisi, damga vergisi ve sgk kesintisi yapılacaktır.

·  Mahkeme kararına göre işçiye ödenecek ücretlerin işlemiş faizleri ile diğer masraflar üzerinden gelir vergisi, damga vergisi ve sgk kesintisi yapılmayacaktır. İşlemiş faizlerle Gelir Vergisi Kanunun 75/6 maddesine göre he nevi alacak faizi olarak menkul sermaye iradı olarak değerlendirilmiş olup, aynı kanunun 85,86 ve87 nci maddelerine göre geliri elde eden hizmet erbabı tarafından yıllık gelir vergisi beyanı(istisna rakamını aşıyorsa) ile beyan edecektir.

 

7-ZARAR, ZİYAN ve TAZMİNATLARIN GİDERLEŞTİRİLMESİ

 Zarar karşılığı ödenen para anlamına gelen tazminat, genel itibariyle önceden öngörülemeyen bir durum sonucunda söz konusu olması ve vergi mevzuatımızın sade olmaması nedeniyle hem mükelleflerce hem maliye idaresince uygulamada tereddüt oluşmaktadır.

1.Zarar, Ziyan Ve Tazminatların Kanunen Kabul Edilen Gider Olarak Dikkate Alınabilmesi İçin Gerekli Şartlar

·  İşle İlgili Olma: Kazanç veya iradın kaynağını oluşturan işlem ile bu işlem sonucu oluşan zarar arasında ilişki olmalıdır. Başka bir anlatımla yürütülen faaliyetin (mal teslimi, kiralama, hizmet sunumu gibi) normal icapları sonucu bir zarar, ödenmesi gereken tazminat doğmalıdır. Vergiye konu faaliyetten gayrı kişisel sebep sonucu oluşacak zarar tazminatı gider olarak dikkate alınamayacaktır. Örneğin bina yalıtım işleri yapan A Yalıtım Hizmetleri A.Ş. çalışanları, şirket ortaklarından B’ye ait evin çatısının tadilatını yaparken o sırada evin yanında park halindeki aracın üzerine birkaç kiremit düşürmüş ve sonucunda da tazminat ödenmesi söz konusu olmuşsa bu tazminat tutarının gider olarak indirimi mümkün olmayacaktır.

 

·  Sözleşmeye, ilama veya kanun emrine isnat edilmesi: Kazancın tespitinde mükelleflerce oluşan zararların, tazminatların gider olarak dikkate alınabilmesi için bir diğer şart ödemenin, sözleşme, ilam veya kanun hükmü gereği yapılmasıdır.

·  Yürütülen faaliyete ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin varlığı şarttır. Taraflar arası karşılıklı yükümlülüklerin belli şekilde (süre, yer, uygunluk vb.) temin amacıyla zarar, ziyan, tazminat şart koşulan bir sözleşme olmalıdır. Örneğin A Nakliye Hizmetleri A.Ş. ile B Kömür A.Ş. arasında yapılan sözleşmede, A A.Ş.nin her ay sonuna kadar B A.Ş.ye 48.000 ton 72.000 kalorilik linyit kömür teslim etmesi gerektiği, teslimatın zamanında yapılmaması, geciktirilmesi veya daha düşük kaloriliyi haiz kömür teslimi halinde A A.Ş.nin, B A.Ş.ye her ay için 120.000 Avro ödemesi yazılı sözleşme ile kararlaştırılmış olsun. Cezai şart için sözleşmede mevcut hususların gerçekleşmesi halinde A A.Ş.nin B A.Ş.ye ödemek durumunda bulunduğu tazminat tabiî ki gider olarak dikkate alınabilecektir.

·  Mahkemelerce verilmiş bulunan tazminat kararları sonucu ödenmesi gereken tazminat tutarları da giderleştirilebilmektedir. Örneğin araç alım satımı yapan acentanın satmış olduğu sıfır aracın tavan döşemesinin yırtık olması nedeniyle aracı satın alan kişinin açmış olduğu dava sonucunda mahkemece acentanın müşteriye 12.000 TL tutarında tazminat ödemesine hükmedilmesi sonucunda yine bu tutarın acenta tarafından gider olarak indirimi mümkündür.

·  Kanun hükmüne göre ödenen tazminatların da gider olarak indirimi mümkündür. Örneğin İş Kanunu uyarınca ödenen kıdem tazminatları.

 

·  Ödenmiş olması: Gerek Gelir Vergisi Kanunu gerek Kurumlar Vergisi Kanunu ve ilgili diğer yasal düzenlemeler göz önüne alındığında zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak indirilebilmesi için ödenmesi gerekmektedir. Mevcut yasal düzenleme çerçevesinde ödeme fiilen gerçekleşmeden zarar, ziyan ve tazminatları gider olarak dikkate almak mümkün değildir.

·  Oysaki bilindiği üzere vergi mevzuatı ile her kazanç ve irat, türleri itibariyle ayrı değerlendirilmiş ticari ve zirai kazanç tahakkuk esasına, serbest meslek kazancı ve gayrimenkul sermaye iradı tahsilat esasına bağlanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu hükümlerinden açıkça anlaşılacağı üzere ticari ve zirai kazançlar için tahakkuk esası benimsenmiş ve bu kazançların elde edilmiş sayılması için hukuken o gelire alacaklı olmak yeterli görülmüştür.  Yine GVK ‘nın 67 ve 68. Maddeleri hükmüyle serbest meslek kazancının elde edilmesi için tahsil edilmesi şartı getirilmiş aynı şekilde giderler için de dönem ayırt edilmeksizin ödeme şartı ihdas edilmiştir. Paralel düzenleme gayrimenkul sermaye iradı için de (dönemsellik ilkesi) geçerlidir. Kanaatimizce ticari ve zirai kazançlar için tazminatların gider olarak dikkate alınması gereken zaman, ödendiği zaman değil tahakkuk ettiği zaman; daha açık ifadeyle o zarar, ziyan veya tazminatın kesin olarak belirlendiği zamanda giderleştirilmesi kabul edilmelidir.

 

·  Teşebbüs sahibinin, kurumun kendisinin, ortaklarının yöneticilerinin, çalışanlarının kusurunun bulunmaması: Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. Maddesinde sayılan kazanç ve iratları elde eden gerçek kişiler ile kurumlar vergisi mükellefi olmayan tüzel kişiliği haiz Kollektif Şirketlerin ortakları ile Adi Komandit Şirketlerin ortakları gelir vergisi mükellefidirler. Kolektif şirket ortakları ile Adi Komandit Şirketlerin komandite ortakları gelir vergisi uygulamasında teşebbüs sahibi sayılmaktadır. Bahse konu zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak indirilebilmesinin bir diğer şartı gerçek kişiler için teşebbüs sahibinin kusurundan doğmamasıdır. Yürütülen işle ilgili olsa dahi teşebbüs sahibinin şahsi kusuru nedeniyle oluşan zarar, ziyan ve tazminatlar gider yazılamaz. Örneğin lojistik hizmeti sunan nakliyeci A şahsının istiap haddinden fazla eşya yüklediği kamyon ile kaza yapması sonucu ödemek durumunda bulunduğu tazminatı gider olarak dikkate alamaz. Sıkça karşılaşılan bir durum olarak gerçek veya tüzel kişilerin vergiye konu faaliyetleri sırasındaki kimi hadiselerde, belli oranda kusurlu olduklarına, mahkemeler tarafından karar verilmektedir. Bu takdirde işletmeler ve şahıslar kusurlu bulundukları orandaki zarar, ziyan ve tazminat tutarlarını giderleştiremezken, kusursuzluk oranı kadar tutarı gider olarak indirim hakkına sahip olmaktadırlar

 

·  Hukuki düzenlemede haksız fiil sorumluluğu kusur ilkesine bağlandığı gibi aynı zamanda kusur, zarar-ziyan ve tazminat ödemelerinin gider kabul edilmemesinin bir sebebi olarak da sayılmıştır. Borçlar Kanunu’nun 55. maddesi “Başkalarını çalıştıran kimse, emrinde çalıştırdığı kimselerin ve işçisinin hizmetlerini ifa ettikleri sırada yaptıkları zarardan sorumludur. Şu kadar ki böyle bir zararın meydana gelmemesi için hal ve şartların gerektirdiği bütün dikkat ve özeni gösterdiğini yahut dikkat ve özeni göstermesine rağmen böyle bir zararın doğmasına engel olamayacağını ispatlarsa bu sorumluluktan kurtulur.” şeklindedir. Başkasını çalıştıranın kusura dayanmayan sorumluluğu, kendisine düşen özen gösterme yükümüne uygun davranmamış olmasından kaynaklanmaktadır.

 

·  Suçlu(Türk Ceza Kanununa göre) değil kusurlu olunması nedeniyle işveren ödediği zarar, ziyan ve tazminatları gider olarak dikkate alabilecektir.

 

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 8-57

06/01/2012

Konu

:

Mahkeme ilamına istinaden ödenen tazminatlar

 

         

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, işçi tarafından işveren aleyhine açılan işe iade davalarında İş Mahkemesinin kararının işçi lehine sonuçlanması durumunda, işçinin çalışmadığı dönemlere ait en fazla 4 aya kadar ücret ödemesi ve işçiye en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında işe alınmama tazminatı "iş güvencesi tazminatı" ödenmesi durumunda bu ödemelerin kurum kazancınızın tespitinde nasıl dikkate alınacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun;  61'inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez ..."   

94'üncü maddesinin birinci fıkrasında, yaptıkları ödemeler üzerinden tevkifat yapmaya mecbur olanlar sayılmış olup, anılan fıkranın birinci bendinde, "Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61'inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104'üncü maddelere göre" gelir vergisi tevkifatı yapılacağı,

25'inci maddesinin 1 numaralı bendinde, "Ölüm, sakatlık, hastalık ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımlar"ın gelir vergisinden istisna olduğu,

Geçici 77'nci maddesinde, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlerle ilgili olarak 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21'inci maddesi uyarınca işverenlerce işçiye ödenen işe başlatmama tazminatları, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz. Anılan dönemlere ilişkin işe başlatmama tazminatı gelir vergisi tevkifatına tabi tutulan mükelleflerin; tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca tahsil edilen gelir vergisinin red ve iade işlemleri yapılır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esası belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."  hükümleri yer almıştır.

Konu ile ilgili olarak 12/08/2009 tarihli ve 27317 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 272 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Bu düzenlemelere göre, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine hükmeden mahkeme kararında belirlediği işçinin işe başlatılmaması nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21' inci maddesi uyarınca işverenlerce işçilere ödenen işe başlatmama tazminatları damga vergisi hariç gelir vergisinden istisna edilmiştir. İstisna kapsamındaki tutar, iş sözleşmesi feshinin geçersizliğine hükmeden mahkeme kararında belirlenen, işçinin işe başlatılmaması nedeniyle ödenecek tazminat miktarı ile sınırlıdır.

Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6'ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiş olup, Gelir Vergisi Kanunu'nun 40' ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde de işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların kurum kazancının tespitinde gider olarak indirileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, mahkeme tarafından ödenmesine hükmedilen işe başlatmama tazminatı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendine göre, işçinin çalıştırılmadığı süre için ödenen dört aylık ücretin ise anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, İş Mahkemelerince iş akdinin haksız nedenle fesih edildikten sonra verilen işe başlatmama tazminatı, Gelir Vergisi Kanunu'nun 25'inci maddesi ile  istisna kapsamına alındığından bu tutar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması ancak damga vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Ancak, kararın kesinleşmesine kadar işçinin çalıştırılmadığı 4 aylık süre için ödenen tutarın Gelir Vergisi Kanunu'nun 61, 63, 94 ve 103'üncü maddeleri uyarınca ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

20.03.2015 tarih ve 143 sayılı özelge)

Kıdem ve ihbar tazminatının gider kaydı konusunda Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde özel bir hüküm olmamakla birlikte, maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi çerçevesinde kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için, İş Kanunu’na göre işçinin kıdem tazminatına hak kazanması ve hak edilen kıdem tazminatının da işçiye ödenmiş olması gerekir.

 

Tahakkuk etmiş olsa da ödenmemiş kıdem tazminatının gider yazılması mümkün değildir.

272 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (Resmi Gazete No: 2731712/08/2009)

 1. Giriş

16/6/2009 tarihli ve 5904 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla1 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun2 25 inci ve 32 nci maddelerinde yapılan değişikliklere ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

2. İşe Başlatmama Tazminatlarının Vergilendirilmesinde İstisna Uygulaması

2.1. Yasal düzenleme

16/06/2009 tarihli ve 5904 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun  25 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ‘ve işsizlik sebepleriyle verilen tazminat' ibaresi ‘ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat'  şeklinde değiştirilmiş ve Kanunun 4 üncü maddesi ile de Gelir Vergisi Kanununa aşağıdaki geçici 77 nci madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 77- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlerle ilgili olarak 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun3 21 inci maddesi uyarınca işverenlerce işçiye ödenen işe başlatmama tazminatları, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz. Anılan dönemlere ilişkin işe başlatmama tazminatı gelir vergisi tevkifatına tabi tutulan mükelleflerin; tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun4 düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca tahsil edilen gelir vergisinin red ve iade işlemleri yapılır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esası belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."

Bu hükümler, Kanunun yayımı tarihi olan 3/7/2009'da yürürlüğe girmiştir.

2.2. İstisnanın kapsamı

Gelir Vergisi Kanununun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yapılan ibare değişikliği ile22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesi uyarınca işverenlerce işçilere ödenen işe başlatmama tazminatları, yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği (3/7/2009) tarihten itibaren damga vergisi hariç gelir vergisinden istisna edilmiştir.

İstisna kapsamındaki tutar, iş sözleşmesi feshinin geçersizliğine karar veren mahkeme veya özel hakemin kararında belirlediği işçinin işe başlatılmaması nedeniyle ödenecek tazminat miktarı ile sınırlıdır.

2.3. Yasa değişikliği öncesi uygulama ve yapılacak işlemler

5904 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 77 nci madde hükmüyle, 3/7/2009 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak işverenlerce işçilere ödenen işe başlatmama tazminatlarının, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaması; anılan dönemlere ilişkin söz konusu tazminatı gelir vergisi tevkifatına tabi tutulan mükelleflerin ise tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları, dava açmamaları veya açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca tahsil edilen gelir vergisinin red ve iade işlemlerinin yapılması gerekmektedir.

Buna göre, yasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlerle ilgili olarak;

a) Kesilen gelir vergisini dava konusu yapmayan mükelleflerin,

b) Kesilen gelir vergisiyle ilgili 5904 sayılı Kanunun yayım tarihi itibarıyla mahkemelerde ihtilafı devam eden mükelleflerin, davalarından feragat etmeleri  ve buna ilişkin ilgili mahkemeden feragat ettiklerini gösterir şerhli dilekçe örneğini veya bu belge temin edilemediği takdirde mahkemenin feragat nedeniyle davanın reddine dair vereceği karar örneğini tarha yetkili vergi dairesine ibraz etmeleri kaydıyla,

c) Kesilen gelir vergisi nedeniyle dava açan ve aleyhine kesinleşmiş yargı kararı bulunan mükelleflerin,

tarha yetkili vergi dairesine dilekçeyle başvurmaları halinde, tahsil edilen gelir vergisinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri de dikkate alınarak red ve iade işlemlerinin yapılması uygun görülmüştür.

Yapılacak iade işlemi sırasında, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesine göre işe başlatmama tazminatı tutarlarıyla ilgili vergi indirimi uygulamasından faydalananların indirim tutarlarının mahsup edilmesi ve mükelleflerin dilekçe ile birlikte çalıştıkları işverenlerinden alacakları söz konusu dönemlere ait vergi tevkifatı tutarlarına ilişkin bilgileri içeren bir belgeyi de vermeleri zorunludur.

3. Asgari Geçim İndirimi ile Teşvik Amaçlı Diğer İndirim ve İstisnaların Birlikte Uygulanması

3. 1. Yasal düzenleme ve uygulama

16/6/2009 tarihli ve 5904 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun   32 nci maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere; "Ücretlerin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra, varsa teşvik amaçlı diğer indirim ve istisnalar dikkate alınır." fıkrası eklenmiş olup bu hüküm 1/1/2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Yapılan düzenleme uyarınca, gelir vergisi stopajı teşviki öngörülen yerlerde ücretli olarak çalışan işçilerin ücret gelirleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, öncelikle 265 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde5 belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde hesaplanan asgari geçim indirimi mahsubu yapılacak olup bu mahsup uygulandıktan sonraki tutar, ilgili kanunlarda yer alan teşvik amaçlı indirim ve istisna uygulamasında dikkate alınacaktır.

Tebliğ olunur.

 

Bilgilerinize sunarız.

 

                                                                               Saygılarımızla,

                                                         PARETO YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK

                                                   BAĞIMSIZ DENETİM DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.



DOSYAYI İNDİR (Sağ Tık/Farklı Kaydet)